ATB Meclis Üyesi Nuri Büyükselçuk, un ve yem sanayicisinin artan finansman giderleri ve krediye erişimde yaşanan sıkıntılar nedeniyle stoka yönelmediğini söyledi. Sektörde konkordato ilanlarında ciddi bir artış olduğunu belirten Büyükselçuk, yaşanan sürecin domino etkisiyle çok sayıda firmayı zor durumda bıraktığını vurguladı. Depolama maliyetlerinin aylık yüzde 4-5 seviyelerine ulaştığını belirten Büyükselçuk, "Krediye ulaşmakta zorlanan firmalar için bu maliyetler ciddi yük oluşturuyor. Bu nedenle sanayici malı depoya koymak yerine hızla elden çıkarmaya çalışıyor. Ancak bu durum da piyasalarda dengesizlik yaratıyor" diye konuştu.
"KONKORDATO, ALACAKLILARI ZORLUYOR"
ATB Meclis Üyesi Büyükselçuk, konkordatonun esasen zor durumdaki firmaları korumak amacıyla düzenlenmiş bir sistem olduğunu ancak uygulamada alacaklı firmaları daha da zor duruma soktuğunu dile getirdi. "Konkordato ilan eden firmalar borçlarını durduruyor ama onlardan alacaklı olan şirketler zincirleme şekilde batma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Piyasada adeta bir domino etkisi yaşanıyor" şeklinde konuştu.
"SEÇİCİ DAVRANILMALI"
Konkordato ilan eden firmaların yüzde 85’inin yeniden faaliyetlerine döndüğünü ancak yüzde 15’inin tamamen battığını belirten Büyükselçuk, konkordatonun cazibesinin bazı firmalar tarafından kötüye kullanıldığına dikkat çekti. "İhtiyacı olmadığı halde konkordatoyu finansal avantaj gibi gören, suiistimal eden firmalar var. Bu durum piyasayı ve güveni ciddi şekilde zedeliyor" ifadelerini kullandı.
"PİYASA BORÇLARI ZIRHIN DIŞINA ÇIKARILMALI"
Büyükselçuk, konkordato uygulamasında kamu borçlarının durdurulmasının makul olduğunu ancak piyasa borçlarının aynı koruma altına alınmasının sakıncalı olduğunu ifade etti. “Bir firmanın konkordato ilan etmesi, 100’lerce insanı mağdur edebiliyor. Bu yüzden konkordatoda daha seçici ve denetleyici olunmalı. Piyasa borçları zırhın dışına çıkarılmalı, sistem suistimallere açık bırakılmamalı” sözlerine yer verdi.