Tarımda gidişat iyi değil

 Tarih: 29-01-2025 11:53:14
Tarımda gidişat iyi değil

Antalya Ziraatçılar Dernek Başkanı Abdurrahman Özcan, “tarımsal üreticiler üretimi sürdürebilmek için borç batağına batmış, bu borçları ödemekte zorlandıklarında adım adım üretimden çekilmek, topraklarını ekip biçmekten vazgeçmek zorunda bırakılmıştır” dedi.

Hububat ve bakliyat başta olmak üzere halkın beslenmesinde önem taşıyan ürünlerin giderek ithalata bağımlı hale geldiğini söyleyen Başkan Özcan, “İthalatı körükleyen unsurların başında tarımsal desteklerin azalması gelmektedir. O yıllarda gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere “daralma” politikaları empoze ederken kendi ülkelerinde uzun bir süre destekleri sürdürmüşlerdir. Bu destekler üretimi teşvik etmekle kalmamış ihracat primleri yoluyla gelişmekte olan ülkelerdeki üreticileri haksız rekabet karşısında bırakmıştır.  Bu durumun sonucu olarak Türkiye’de üretim daralmış, tarım nüfusu azalmış ve yaşlanmış, tarım toprakları giderek kendi kaderine terk edilerek çoraklaşmış, meraların yapılaşmaya açılmış, borçlanma sorununun giderek ağırlaşmıştır” ifadelerini kullandı.

 

GİRDİ SORUNU GİDEREK AĞIRLAŞMAKTADIR 

“Türkiye’de tarım sektörünü giderek küçülten, rekolteleri düşüren ve üreticileri üretmekten vazgeçiren sorunların en önemlilerinden biri de girdi fiyatlarındaki durmak bilmeyen artıştır” diyen Abdurrahman Özcan, “Mazot, gübre, tohum, traktör ve tarım makineleri fiyatlarındaki artışlar tarımsal üretimin maliyetini giderek yükseltmektedir. Çiftçiler daralan desteklemeler ve borçlanma sorunu nedeniyle kredilere erişmekte zorlandıkları için girdi temin etme güçlüğü yaşamakta, bu da üretimi olumsuz etkilemektedir” şeklinde konuştu.

Antalya Ziraatçılar Dernek Başkanı Abdurrahman Özcan,”Sorunun bir diğer yanı üreticilerin örgütsüz olmaları nedeniyle maliyetleri satış fiyatlarına yansıtma güçlüğü çekmeleridir. Tarımsal ürünleri ihraç eden ya da ülke içinde pazarlayan kuruluşlar giderek güçlenirken özellikle örgütlenememiş küçük üreticiler ürünlerini maliyetinin altında satmak zorunda kalmaktadır. Ülkemizdeki çiftçi nüfusunun büyük bir bölümü küçük ve örgütsüz üreticilerden oluştuğu için üretimden en hızlı çekilen kesim bu kesimdir” açıklamasında bulundu.

TARIMIN GERİLEMESİ AÇLIK TEHLİKESİNİ ARTIRMAKTADIR 

Tarımsal gerilemenin ilerleyen yıllarda açlık ve kıtlığa doğru ilerleyeceğini dile getiren Başkan Özcan, şunları söyledi$ “Küresel ölçekte gelişmeler önümüzdeki yıllarda tarımın öneminin giderek artacağını, gıda sorununun ülkelerin en önemli sorunu haline geleceğini göstermektedir. Günümüzde enflasyonun itici gücü haline gelmiş bulunan “gıda enflasyonu” tarımdaki olumsuz gelişmelerin yalnızca tarımsal üreticileri değil toplumun tümünü etkilediğini göstermektedir. Yeterli ve sağlıklı beslenme ancak güçlü bir tarım sektörü ile mümkündür. Türkiye’nin geçmişte yaşadığı tüm ekonomik sorunlara karşın açlık sorunu çekmemesi, tarımın ekonomi içindeki ağırlığının korunması sayesinde olmuştur. Ancak artık bu durum değişmiş bulunmaktadır. Yeterli kaynağa sahip olmayan ama besinini ithalat yoluyla karşılamak zorunda kalan toplumlar eninde sonunda açlık sorunu ile karşılaşacaktır. Geçmişte ürettiği soğanı ürettiği ekmeğe katık ederek yaşamını sürdüren köylü ağırlıklı bir toplum artık ihtiyaçlarını marketlerden temin etmekte, parası olmadığı zaman ithal buğdaydan yapılan ekmeğe ve ithal kuru soğana muhtaç hale gelmektedir.”

DOĞANIN TAHRİBATI TARIMIN SORUNLARINI AĞIRLAŞTIRMAKTADIR 

Küresel ölçekte tarımı tehdit eden bir başka gelişme tarım alanlarının, meraların ve genel olarak tarımı mümkün kılan doğal ortamın hızla tahrip edilmesi olduğunu aktaran Başkan Abdurrahman Özcan, “Ülkemizde sanayileşme ve madenciliğin gelişmesi adına tarım alanları yok sayılmakta ve ortadan kaldırılmaktadır. Başka bir deyişle ekonomik olarak güçlü olan kesimler güçsüz olan kesimleri üretim sürecinin dışına atmaktadır. Tarım alanlarının ve meraların betonlaşması, bilinçsiz ilaç kullanımı, bunun yanı sıra küresel ısınmanın sonuçları olan kuraklık ve doğal afetlerin artması en başta tarım alanlarını ve tarım sektörünü tehdit etmektedir. Depremler gibi doğal afetleri önlemek mümkün olmasa da kuraklığın etkisi çeşitli önlemler alınarak hafifletilebilir. Su kaynaklarının korunması, sulama sistemlerinin kurulması, bilinçsiz sulama yerine tasarruf sağlayan sulama yöntemlerinin geliştirilmesi ülkemiz açısından acil bir ihtiyaç haline gelmiş bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

 

Haber: Gülşen KABAAĞAÇ

 

 

 

 

 

Etiketler
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER ÖZEL HABERLER Haberleri
Tüm Anketler
Sizce Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını hangi parti adayı alır?
BİZİ TAKİP EDİN
  • HABER ARŞİVİ
    YUKARI