TARTIŞMALI OTOYOL PROJESİ

Antalya’nın Demre ve Kaş ilçelerinde yapılması planlanan duble yol projesi, Myra, Sura, Hoyran ve Kyaneai gibi antik kentlerin bulunduğu 11 arkeolojik sit alanı dahil toplam 20 korunan bölgeden geçecek. Proje için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu olumlu çıktı ancak raporun hazırlanma süreci ve içeriği büyük tartışmalara neden oldu.

Uzmanlık Yerine Diploma Yeterli mi?

ÇED raporunu hazırlayan Ankara merkezli Aktel Çevre Danışmanlık şirketinin personel listesinde yer alan arkeolog Sinan Yılmaz’ın akademik geçmişine dair sektörde ciddi soru işaretleri oluştu. Firma yetkilisinin, "Uzmanlık istenmez bu işlerde, diplomasının olması yeterli" açıklaması, arkeoloji camiasında büyük tepki çekti.

Orta Likya’nın Tarihi Dokusu Tehlikede

Beymelek İskele Mevkii’nden başlayarak 74 kilometre boyunca uzanacak otoyol, Myra, Hoyran, Sura ve Kyaneai antik kentlerini doğrudan etkileyecek. Likya medeniyetinin en önemli miraslarından biri olan Myra antik kentinin içinden geçen güzergâhta, antik döneme ait su kanallarının üstünde patlatma yapılarak tünel açılması planlanıyor. Bu durum, kültürel mirasa zarar verme ihtimali nedeniyle büyük endişe yaratıyor.

Antik Kentlerin Nekropolleri Şantiye Alanına Dönüşebilir

Otoyol projesinin Kyaneai antik kentine yakın bir bölgesinde şantiye kurulması planlanıyor. Şantiye alanında Likya mezar anıtları ve lahit kapakları bulunmasına rağmen, 1037 sayfalık ÇED raporunda bu kültürel varlıklara dair herhangi bir değerlendirme yapılmadı.

ÇED Raporunu Hazırlayan Ekipte Aile Bağları Tartışması

Proje için hazırlanan ÇED raporunda, danışmanlık firmasının yetkilisi Muharrem Yılmaz ve biyolog Makbule İnce Yılmaz’ın karı koca olduğu, arkeolog olarak imzası bulunan Sinan Yılmaz’ın ise aile üyesi olduğu iddia edildi. Firma yetkilisi akrabalık bağlarını reddetse de, raporun tarafsızlığı konusunda ciddi soru işaretleri oluştu.

Bakanlık: "Patlatma Zarar Vermeyecek"

Kültür ve Turizm Bakanlığı, otoyol güzergâhının 1. Derece Arkeolojik Sit Alanlarından minimum etkileşimle geçecek şekilde revize edildiğini ve patlatma değerlendirme raporlarına göre kültürel varlıkların zarar görmeyeceğini belirtti. Ancak, Phaselis örneğinde olduğu gibi daha önce alınan kurul kararlarının mahkemeler tarafından iptal edilmesi, bu sürece yönelik endişeleri artırıyor.

Antalya’nın Kültürel Mirası Korunabilecek mi?

1999 yılında alınan 658 No’lu İlke Kararı'na göre, 1. derece arkeolojik sit alanlarında herhangi bir yapılaşmaya izin verilmiyor. Ancak, Bakanlık ve ilgili kurumların verdiği onaylar, bu kararın ne kadar uygulanabilir olduğu konusunda tartışmalara yol açıyor. Antalya’nın kültürel mirasının korunması için bu projenin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunan uzmanlar, projenin ciddi zararlar verebileceği konusunda uyarıyor.

Haber: Yalçın KÜÇÜK