Arkadaşım Hırsız!

Kırmızı-beyazlı camia, uzun süredir bir arayış içinde. Bu arayış, başarıdan çok istikrarın ve şeffaflığın kaybı üzerine kurulu bir arayış…

Her sezon taraftar saha sonuçlarını tam bir hayal kırıklığı olarak yorumlarken, teknik kadro ve futbolcular da bir girdabın içinde dönüp duruyor.

Peki, gerçekten problem sadece sahada mı?

Asıl problem kulübün etrafında dönen ilişkiler ağı, arkadaşlar! Antalyaspor, kişisel çıkarların sahnesi haline gelmiş durumda. Sporun ruhuna aykırı olarak, kişisel hesaplaşmalar kulüp üzerinden yürütülüyor. Geçmişten gelen hesaplaşmaları unutmayanlar, Antalyaspor’un adını kullanarak hesap kesiyor. Olan ise kulübün marka değerine, vizyonuna, geleceğine oluyor.

Hiçbir şehir takımı, kişisel egolarla yönetilemez.

Hele ki, Antalyaspor gibi bu şehrin kalbi olmuş, yıllardır binlerce insanı ortak bir hayalde buluşturmuş bir kulüp asla! Çünkü Antalyaspor sadece bir spor kulübü değil, şehrin ortak değeridir.

Bu kötü gidişatın durması için artık kişisel menfaatlerin bir kenara bırakılması gerekiyor. Antalyaspor üzerinden imaj devşirmek isteyenlerin, bu camiaya gerçekten bir katkısı olmadı, olmayacak da!

Eğer bir mücadele verilecekse, bu mücadele saha içinde ve gerçek sorunlara karşı verilmeli. Kulübün içini oymakla, sırf eleştirildiği için kin gütmekle, kişisel çıkarları takımın çıkarlarının önüne koymakla ya da sosyal medya üzerinden algı yönetmekle bu takım ayağa kalkmaz.

Antalyaspor’un düze çıkması için öncelikle içeride ve dışarıda ‘kimlerle yüründüğünün’ yeniden sorgulanması gerekiyor.

Artık menfaat gütmeyen gerçek Antalyasporluların ortaya çıkma vakti geldi.

Kimlerle poz verdiğine dahi dikkat etmeli insan…

Egosunu tatmin etmek niyetiyle hareket edenlere tek sözüm var;

Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Esen kalın...