Gözde DOLAYMAN
Gazetecilik yapmak, suç gibi görülür olmuş. Haber yapan, sorgulayan, eleştiren, kamuoyunu bilgilendiren gazeteciler ya gözaltında ya işsiz ya da hedefte! Oysa bizim işimiz kurşun sıkmak değil, gerçekleri kaleme almak! Yolsuzlukları, hırsızlıkları kısacası kimsenin cesaret edemediğini dillendirmek. Şimdilerde o cesareti gösterenler tehdit ediliyor.
Öyle ki, karanlıkta kalanları gün yüzüne çıkararak halkı aydınlatmak birilerini rahatsız eder olmuş. Birilerinin menfaatine ve çıkarlarına hizmet etmiyorsan zaten ya tehdit alırsın ya da ekmeğinle oynanır.
Gazetecileri itibarsızlaştırmaya çalışanlaradır sözüm… Önce “taraflısın” dediniz, sonra “ajan”, “provokatör”, “vatan haini” ... Hele ki bir de kadın gazeteciysen daha kim bilir hangi sıfatlar eklenir isminin önüne!
Ve bir kadın gazeteci olarak şunu dillendirebilirim ki, bilhassa mesleğimi icra ettiğim bu kentte bir haberin içeriğinden çok, kime dokunduğu konuşuluyor. Kalem oynatmak cesaret ister hale geldi. Gazeteci, artık mesleğini yaparken önce etrafına bakmak zorunda kalıyor. Bir kadın olarak, bekar bir anne olarak yaftalanmaktan imtina ediyorsun. "Bu haber başıma iş açar mı?" diye düşünmeden edemiyor, hatta adıma kara çalınır mı diye endişe duyuyorsun.
Bu ülkede gerçek manada gazetecilik yaparak yaşamak artık neredeyse imkânsız.
Bir gazetecinin işine son vermek, onu hedef göstermek, mesleki itibarını yerle bir etmek… Bu kadar kolay mı? Sırf yazdı diye, sordu diye, doğruları söyledi diye bir insanın geçim kapısını kapatmak hangi vicdana sığar?
Gazetecilik, halk adına kent adına ülke adına konuşmaktır aslında… Görmek istemeyenin gözü, duymak istemeyenin kulağı olursun. Gazetecinin işini yapması suç, susması ise makbul sayılmamalı. Sırf rahatsız olundu diye bir insan mesleğinden, ekmeğinden edilmemeli.
İktidar olur, muhalefet olur, zengin olur, yönetici olur ya da bir spor kulübünün sırtından geçinen olur… Fark etmez. Birinin ekmeğiyle oynamak, bir insanı susturmanın en aşağılık yoludur. Ve maalesef bu yol çok sık tercih edilir oldu.
Ama bir şeyi unutuyorsunuz… Gazeteciyle uğraşılmaz! Çünkü gazetecilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir duruş, bir direniş biçimidir. Bugün susturduğunuz kalem, yarın başka bir elde daha gür yazar. Bugün kovduğunuz, karaladığınız, linç ettiğiniz gazeteci; yarın belgeleriyle, tanıklıklarıyla tarihe not düşer. Siz unutulsanız da o yazılar unutulmaz.
Ekmeğiyle oynadığınız her gazeteci, daha da bilenmiş bir kalemle döner. Siz zannedersiniz ki onu susturdunuz!
Peki, birilerinin ekmeğiyle oynamak kolay mıymış? Belki. Ama sonuçlarına katlanmak hiç de kolay olmayacak!..
Esen kalın..