NEŞİDE ŞAHİN
  31-10-2025 10:31:00

Yapay Zekâ Mesleklerimizi Elimizden Alacak mı?

Son zamanlarda herkesin dilinde aynı soru dönüp duruyor: “Yapay zekâ bizim işimizi elimizden mi alacak?” Kahvede otururken, minibüste giderken, televizyonu açınca bile bu konu konuşuluyor. Kimisi “yok ya, abartıyorlar” diyor, kimisi de “vallahi robotlar geliyor, bizi kapının önüne koyacaklar” diye endişeleniyor. Doğrusu, herkesin kafası biraz karışık.

Önce şu yapay zekâ denen şeyi bir anlayalım. Kısaca söylemek gerekirse, bilgisayarların artık sadece bizim söylediklerimizi yapmadığı; kendi kendine öğrenip karar verebildiği bir teknoloji bu. Eskiden bilgisayara “şunu yap” derdik, o da sadece onu yapardı ya, şimdi öyle değil. Artık örneklerden öğreniyor, hata yapınca düzeltiyor, bir anlamda akıl yürütüyor.

Şimdi de asıl meseleye gelelim: bu zekâ, bizim işlerimize göz mü dikti? Bugün fabrikalarda üretimi robot kollar yapıyor, marketlerde kasasız sistemler başladı, bazı gazetelerde haberleri bile yapay zekâ yazıyor. Hatta sanat alanında bile yapay zekâ resim çiziyor, müzik yapıyor. Yani “sadece insan yapabilir” dediğimiz birçok iş, artık makinelerin elinden çıkıyor.

Ama aslında bu ilk kez olan bir şey değil. Eskiden traktör icat edilince “çiftçiliği bitirecek” demişlerdi ama öyle olmadı; sadece biçim değiştirdi. Şimdi de aynı durum geçerli. Bazı meslekler gerçekten kaybolacak, ama yeni meslekler de doğacak. Mesela sekreterlik, veri girişi, çağrı merkezi gibi tekrara dayalı işler yavaş yavaş otomasyona geçiyor. Ama bu demek değil ki herkes işsiz kalacak. Her teknolojik devrim, yanında yeni işler de getiriyor.

Düşünün, on yıl önce “sosyal medya uzmanı” diye bir meslek duyan var mıydı? Şimdi neredeyse her şirketin sosyal medya ekibi var. Aynı şekilde “yapay zekâ etik danışmanı”, “veri analisti”, “robot tamircisi” gibi yepyeni işler ortaya çıktı bile. Hatta gelecekte “insan–yapay zekâ iş birliği eğitmeni” diye bir meslek bile olabilir. Yani mesele işlerin bitip bitmeyeceği değil, bizim bu yeni işlere ayak uydurup uyduramayacağımız.

Korkmanın kimseye faydası yok. “Yapay zekâ geldi, biz bittik” demek yerine, “ben bu teknolojiyi nasıl kullanırım” diye düşünmek gerek. Çünkü yapay zekayla yarışmak mümkün değil ama onunla çalışmayı öğrenmek mümkün. Mesela bir muhasebeci artık defterleri elle tutmak yerine, yapay zekanın önerileriyle daha hızlı analiz yapabilir. Bir öğretmen, öğrencilerin eksiklerini yapay zekanın yardımıyla daha kolay fark edebilir. Yani bu teknoloji, elimizden ekmeği almak için değil, işleri daha verimli yapmamız için bir araç olabilir.

Yapay zekâ duyguları anlayabilir ama hissedemez. Şefkat, empati, vicdan, yaratıcılık gibi insana özgü değerleri kopyalayamaz. Bir hemşirenin hastasına dokunuşunu, bir öğretmenin öğrencisine moral verişini, bir ustanın çırağıyla kurduğu bağı hiçbir makine kuramaz. O yüzden insanlığımızı korudukça, bu teknolojiden korkmamıza gerek yok. Belki işlerimiz değişecek, belki yeni şeyler öğreneceğiz ama bu insanlık tarihinin hep yaşadığı bir süreç. Buhar makinesi geldiğinde tarım değişti, bilgisayar geldiğinde ofisler değişti. Şimdi de yapay zekâ geliyor, biz de değişeceğiz.

Yapay zekadan korkmak yerine, onu anlamaya çalışalım. Onunla kavga etmek yerine, onunla dost olalım. Çünkü geleceği şekillendirecek olan yine biziz. Elimizdeki en güçlü şey ne para ne teknoloji, ne de bilgi… Asıl güç öğrenme isteğimiz. Öğrenmeye açık olan kimse, işsiz kalmaz.

 

  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tüm Anketler
Sizce Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını hangi parti adayı alır?
BİZİ TAKİP EDİN
  • HABER ARŞİVİ
    YUKARI