NEŞİDE ŞAHİN
Kasım ayının ortasına yaklaşırken doğa yavaş yavaş beyaza bürünmeye başladı. Yazın kalabalık plajları, sahil otellerinin hareketliliği yerini sessiz dağlara, buğulu ormanlara ve karla kaplı manzaralara bırakıyor. Türkiye’nin dört bir yanında kış turizmi sezonu açıldı. Uludağ’dan Erciyes’e, Palandöken’den Sarıkamış’a kadar kayak merkezleri dolmaya başlarken, termal otellerdeki rezervasyonlar da hızla artıyor. Bu yıl kış turizmine olan ilgi, geçmiş yıllara kıyasla çok daha yüksek görünüyor.
Artık turizm sadece güneş, deniz ve kumdan ibaret değil. Özellikle pandemi sonrası dönemde insanlar daha izole, daha doğayla iç içe, kişisel deneyimlere dayalı tatilleri tercih ediyor. Kış turizmi bu noktada adeta bir terapi alanı gibi görülüyor. Karın huzur veren sessizliği, temiz dağ havası ve doğal ortamda geçirilen zaman, şehir stresinden uzaklaşmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat. Bir başka önemli değişim de sosyal medyanın etkisi. Artık herkes sadece tatil yapmakla kalmıyor, yaşadığı deneyimi paylaşmak istiyor. Kar manzarasında yapılan sabah yürüyüşleri, sıcak şarap eşliğinde şömine keyfi ya da kar taneleri altında çekilen bir selfie… Tüm bunlar, kış turizminin görünürlüğünü artıran detaylar haline geldi.
Türkiye, coğrafi yapısı sayesinde dört mevsimi bir arada yaşama ayrıcalığına sahip. Ancak son yıllarda turizm yatırımları dengeli dağılmaya başladı. Artık sadece Uludağ ya da Kartalkaya değil; Erciyes, Palandöken, Sarıkamış ve Davraz da kış tatili denince akla gelen başlıca merkezler arasında. Erciyes, uluslararası standartlardaki pistleriyle Avrupa’daki birçok kayak merkezine rakip olurken, Palandöken yüksek irtifası sayesinde sezonu erken açan ve geç kapatan merkezlerden biri. Sarıkamış ise kristal karı ile öne çıkıyor; bu özellik, yalnızca Alpler’de görülen bir doğa mucizesi.
Bu yıl Antalya, Kapadokya ve Afyon gibi farklı rotalar da “alternatif kış turizmi” kavramına güçlü bir katkı sunuyor. Antalya’nın yaylalarında yapılan kar yürüyüşleri, Kapadokya’da balon turlarının karla birleşen manzarası, Afyon’un termal otellerinde sunulan spa deneyimleri… Hepsi kış turizmini çeşitlendiren zengin seçenekler.
Kış turizminin en güçlü kollarından biri de termal turizm. Afyonkarahisar, Yalova, Kütahya, Balıkesir ve Denizli gibi illerdeki oteller, hem sağlık hem de huzur arayan misafirleri ağırlıyor. Soğuk havalarda sıcak suyun şifası, yalnızca bedeni değil, zihni de dinlendiriyor. Termal tesislerin wellness konseptleriyle birleşmesi, “dinlenme” kavramını yeniden tanımlıyor.
Artık kış tatili planları dijital platformlar üzerinden yapılıyor; kayak takımlarından otel rezervasyonuna kadar her şey birkaç tık uzağımızda. Ancak bu kolaylık beraberinde bir sorumluluğu da getiriyor: sürdürülebilir turizm. Kar erimelerinin hızlandığı, iklim krizinin her geçen yıl daha görünür hale geldiği bir dönemde, dağ ekosistemlerinin korunması her zamankinden daha kritik. Turizm yatırımlarının çevreyle dost şekilde planlanması, enerji verimliliği ve atık yönetimi gibi konular artık kış turizminin merkezinde yer almalı.
Kış turizmi sadece otelleri değil, bulunduğu bölgedeki esnafı, üreticiyi, ulaşım sektörünü de canlandırıyor. Erzurum’da bir taksicinin kazancı, Kayseri’de bir kayak kiralama dükkânının bereketi, Afyon’da bir yöresel ürün satıcısının yüzündeki gülümseme… Hepsi turizmin gerçek yüzü. Bu nedenle kış turizmi yalnızca beyaz bir manzaranın değil, yerel ekonominin de yeniden doğuşunun simgesi.
Belki de kışın en güzel yanı, doğanın insanı yavaşlamaya davet etmesi. Güneşli bir yaz gününün neşesi kadar, karın altındaki sessizliğin de kendine özgü bir huzuru var. Kış turizmi sadece kayak yapmak ya da otelde konaklamak değildir; bazen kar tanelerinin düşüşünü izlerken içilen bir kahve, bazen soğuk havada yapılan kısa bir yürüyüştür.
Türkiye, artık yalnızca yaz turizmiyle değil, kış destinasyonlarıyla da adından söz ettiriyor. Doğal güzellikleri, gelişen altyapısı ve deneyim odaklı yeni anlayışıyla kış turizmi büyüyor. Bu büyüme yalnızca ekonomik değil, kültürel bir dönüşümün de habercisi. Çünkü karın altındaki o beyaz sessizlikte, aslında bir ülkenin yeniden doğan umutları gizli.