NEŞİDE ŞAHİN
  07-11-2025 10:04:00

Öğrencilerin Ara Tatil Heyecanı

Yine o dönem geldi çattı… Çocukların sabırsızlıkla saydığı günler, velilerin “aman bitsin şu maraton” diye iç geçirdiği zaman dilimi. Okullar ara tatile giriyor. Kimi için cennet gibi bir hafta, kimi için küçük çaplı bir sabır sınavı. Tatil deyince kulağa hoş geliyor ama evde çocuk varsa, o tatil pek tatil sayılmaz hani. Sabahın yedisinde “okula kalk” telaşı yerini sekizde “kalksana artık, kahvaltı hazır” diye bağırmalara bırakıyor. Çocuk yine aynı çocuk, sadece okul forması yok, ders çantası yok. Ama enerji desen, fazlasıyla var. Gün daha yeni başlarken evin içinde top sektiriyor, televizyon açık, çizgi film sesiyle mutfakta demlenen çay yarışıyor.

Veliler bir yandan seviniyor tabii, “oh be, bir hafta sabah trafiği çekmeyeceğiz” diye. Hele o servis peşinde koşmalar yok mu? Kış sabahında buz gibi havada çocukla kapıda beklemek, sonra işe yetişmeye çalışmak… İşte ondan kurtulduk mu, değme keyfimize. Ama sevincin ömrü kısa sürüyor. Çünkü evdeki minik beyefendi ya da hanımefendi tatil moduna tam gaz geçiyor. “Anne canım sıkıldı” cümlesi günde en az yirmi kez duyuluyor. Çizgi film izlemekle olmuyor, telefon istiyor, oyun istiyor, parka gitmek istiyor. Anne çalışıyorsa vicdan azabı, çalışmıyorsa yorgunluk. Babalar da genelde “ben çalışıyorum” bahanesiyle olay yerinden hızla uzaklaşıyor tabii, ortalık yine annelere kalıyor.

Bir de öğretmen tarafı var bu işin. Onlar da bir nefes alıyor nihayet. Yılın başından beri tahtada tebeşirle savaş veriyorlar, her gün yüzlerce “öğretmenim” sesiyle uğraşıyorlar. Kimi kalemini düşürüyor, kimi defterini unutuyor, kimi teneffüste dert anlatıyor. Şimdi hepsi bir hafta boyunca sessizliğin tadını çıkaracak. Belki bir fincan kahveyi sıcak sıcak içebilecek, belki sabah zil sesiyle değil kuş sesiyle uyanacak. Ama eminim ki üçüncü günden sonra “acaba çocuklar ne yapıyor” diye düşünmeye başlayacaklar. Çünkü öğretmenlik meslek değil, biraz da gönül işi.

Ara tatil aslında herkes için bir denge zamanı. Çocukların beyni dinleniyor, büyüklerin sinirleri gevşiyor. Bir hafta göz açıp kapayana kadar geçiyor ama o bir hafta, bir nevi toparlanma süresi gibi. Kimisi memlekete gidiyor, kimisi evde battaniye altında dizi izliyor, kimisi çocuğuyla sinemaya gidip mısır kokusuna karışıyor. Hayat biraz yavaşlıyor. Sabah telaşı yok, ödev stresi yok, sınav yok. Sadece evde kahkaha, oyun, bazen de biraz gürültü var ama o da hayatın tuzu biberi zaten.

Bazı veliler hemen plan yapıyor, “şuraya gidelim, burayı gezelim” diye. Bazılarıysa “evde oturalım, dinlenelim” modunda. Ama günün sonunda herkesin ortak derdi aynı: Tatil güzel de, çabuk geçiyor be kardeşim! Daha bir dinleniyorsun, bir bakmışsın “okul yarın açılıyor” mesajı düşmüş telefonuna. Çocuk surat asıyor, “daha tatil bitmedi ki” diyor. Anne baba da bir yandan “oh kurtulduk” bir yandan “yine sabah hengamesi başlıyor” diye iç geçiriyor.

Yine de ne olursa olsun, bu ara tatil hem çocuklara hem büyüklere iyi geliyor. Biraz durmak, biraz nefes almak, biraz da kendine zaman ayırmak şart. Okul sadece çocuklar için değil, bütün ev halkı için düzen demek. O düzeni kısa bir süreliğine bırakmak herkesin hakkı. Sonra zaten aynı tempoya döneceğiz, ödevler, toplantılar, veli grupları, sınavlar… Ama bu hafta, azıcık da olsa kendi kendimize kalabildiğimiz, kahvemizi soğumadan içebildiğimiz, çocukların kahkahasının evin içinde yankılandığı bir mola olsun.

Herkese şimdiden iyi tatiller. Çocuklar oynasın, öğretmenler dinlensin, veliler derin bir nefes alsın. Nasıl olsa o zil yine çalacak, biz yine aynı telaşa döneceğiz. Ama şimdilik, bırakın biraz tatilin tadını çıkaralım. Çünkü hayatta en değerli şey bazen sadece bir hafta huzur bulabilmek.

  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tüm Anketler
Sizce Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını hangi parti adayı alır?
BİZİ TAKİP EDİN
  • HABER ARŞİVİ
    YUKARI